Neden Marmara Denizi ve müsilaj?

Mert Kahveci
Kaynak: AA

Marmara Denizi, Karadeniz ve Ege Denizini birbirine bağlayan, 11.500 kilometrekare yüzölçümüne sahip Türkiye Cumhuriyeti’nin bir iç denizidir. Marmara Denizi’ne kıyısı olan illerimiz İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli gibi sanayi ve nüfusu gelişmiş, büyükşehirlerdir. Marmara Denizi, bahsi geçen bu 7 il ve halkı ile ekolojik bir etkileşim içerisindedir. Ülkenin en yoğun nüfusu bu bölgede yaşamaktadır (TÜİK, 2019 verilerine göre yaklaşık 25 milyon). İstanbul başta olmak üzere Marmara Denizi’ne kıyısı olan 7 ilde restoran işletmeleri, halkın vakit geçireceği çeşitli dinlenme alanları bulunmaktadır.

Roma, Bizans, Osmanlı İmparatorlukları bu deniz aracılığıyla yüzyıllarca ticari, ekonomik faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Önemli bir ticaret yolu olarak görülen İstanbul ve Marmara Denizi 1. Dünya Savaşı’na tanıklık etmiş, ekonomik ve sosyal olduğu kadar kültürel bir sembol haline gelmiştir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın raporuna göre bölgede aktif 61 sanayi bölgesi, 445 sanayi tesisi bulunmaktadır. Kocaeli, Gölcük ve Gemil limanlarının yanı sıra Ambarlı ve taşınması gündemde olan Haydarpaşa gibi büyük limanlar ve tersaneler de bu bölgede bulunmaktadır. Bu limanlar aracılığıyla Karadeniz havzasındaki ürünler uluslararası öneme sahip bu denizden geçerek Akdeniz ve Ege Denizi’ne kıyısı olan ülkelere ulaşabilmektedir. Yer altı suları, nehirler ve göller Marmara Denizi’ne aktığı gibi yine bu tatlı su kaynakları Marmara Denizi’nden beslenmektedir.

Mevcut halde bu verilerin somut bir çıktısı olarak GSYİH oranlarını gösterebiliriz. Sadece İstanbul’un GSYİH’e katkısı %30,7’dir.

Sosyal, kültürel ve ekonomik değerlerine değindiğimiz Marmara Denizi toplumsal belleğimizde ve yaşamlarımızda dünü ve bugünü ile yer bulmaktadır. Mevcut halde Marmara Denizi’nin yarını karanlıktır. Marmara Denizi 2007 ve 2021 yılında yaşanan yoğun müsilaj oluşumu ile ilk sinyallerini vermiştir. 2022 kış ayında yaşanan yoğun kırmızı alg patlaması, balıkların kıyıya vurması, artan deniz anaları, bulanık ve donuk renkteki su var olan göstergelerin birkaçıdır.

Marmara Denizi’nin yarını ve geleceği için Müsilajsız bir Marmara!

Caddebostan Musilaj

Müsilaj Nedir?

Müsilaj denizde yaşayan ve balıkların beslendiği mikroskobik canlılar olan fitoplanktonların kirlilik yükü dolayısıyla çoğalıp büyümesi sonucunda oluşur. İnsanların denize bıraktıkları evsel, endüstriyel ve tarım kaynaklı atıklar fitoplanktonların besin kaynağıdır. Fazla besin sonucu çoğalan ve büyüyen bu canlılar müsilajı oluşturur. Bu bağlamda müsilaj, denizlerde yer alan doğal bir bileşendir. Ancak yoğun oranlarda oluşması tüm ekosistemi ve dengesini bozmaktadır. Denizde ortaya çıkan bu tül gibi yapılar sıcaklığın artması ile birlikte deniz yüzeyine çıkar ve yoğunluğuna bağlı olarak giderek katılaşır.
(Müsilaj görseli, su altı ve fitoplankton)

Müsilaj Neden Olur?

Müsilaja sebep olan temel üç faktör bulunmaktadır.

1. Yüksek Sıcaklık: İklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle artan sıcaklıklar denizlerin de ısınmasına neden olmakta. Denizlerdeki sıcaklığın artışı mikroskobik canlıların daha fazla oluşmasına elverişli bir ortam sunmakta. 1 TÜİK, 2021, Sayı:33633
2. Durağan Deniz: Denizlerin fazla dalgalı, akıntılı olmaması müsilajı oluşturan canlıların burada tutunmasını sağlamakta.
3. Kirlilik Yükü: Fitoplanktonlar azot, fosfor ve organik besin elementleri (evsel, endüstriyel atıklar vb.) ile beslenmekte

Marmara Denizi’nde yaşayan fitoplanktonlar bu atıklarla beslenir ve büyür. Durağan ve sıcak bir denizde sayıca çoğalabilirler. Fitoplanktonlarla beslenen balıkların aşırı avlanması müsilaj oluşumuna katkı sağlamıştır.

Müsilajdan Önce
Müsilajdan önce, Marmara Deniz Gorgonları
Kaynak: Ateş Evirgen
Müsilaj ve Sarı Mercanlar
Müsilaj ve Sarı Mercanlar
Kaynak: Ateş Evirgen

Müsilaj Daha Önce Oldu Mu?

2007’de en sıcak yazlardan birini yaşayan Marmara Denizi, İzmit Körfezi yoğunlukta olmak üzere birinci, ikinci ve üçüncü müsilaj olaylarını Ekim 2007, Ocak 2008 ve Ekim-Kasım 2008 aylarında görülmüştür. Bu dönemde yapılan çalışmalar ile Marmara Denizi’nde görülen müsilaj olayları ile meteorolojik şartlar arasında yakın ilişki olduğu saptanmıştır.

Müsilaj görünmüyor, bu bir sorun mu?

2021 yılında yaşanan müsilaj olayında 11.000 metreküp müsilaj toplanmıştır. Bu rakam yaklaşık 4500 olimpik yüzme havuzunun hacmi ile eşdeğerdir. Toplanan bu müsilaj yüzeydeki müsilajdır. Deniz yüzeyini bir tabaka halinde örten müsilaj denizin hava ile temasını keserek denizi ve deniz canlılarını oksijensiz bırakmıştır. Günümüzde Marmara Denizi’nin belli bölgelerinde sonbahar ve kış ayları boyu yapılan dalışlarda müsilaja rastlanmıştır. Müsilaj denizin yarattığı ve belli miktarlarda bulunması halinde sorun yaratmayan bir organizmalar bütünüdür. Ancak çok yoğun bir şekilde denizin yüzeyinde ve içerisinde var olması tüm deniz ekosistemini bozmaktadır. Müsilajın yüzeyde görünmese bile yoğun bir şekilde var olması;

  • Denizdeki oksijeni üreten canlıların kaybı ve denizin oksijensiz kalması
  • Oksijensiz kalan denizdeki hareketli ve yarı hareketli (balıklar, deniz patlıcanları, yengeçler vb.) canlıların kaybı,
  • Denizin havadaki oksijeni üretme görevini yerine getirememesi gibi sonuçlara sebep olmaktadır.

Müsilajın olduğu bir denizden balık yenir mi?

Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği ve Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği’ne göre, Marmara Denizi’nden avlanan su ürünlerinin pişirilerek tüketildiğinde herhangi bir risk söz konusu değildir. Ancak zaten şu anki balık ticareti yoğun olarak Karadeniz tarafından karşılanmaktadır.

2007’de avlanan balık miktarı yıllık 50.000 ton iken bu sayı 2020’de 24.000 tona kadar düşmüştür. Bunun nedeni olarak yoğun kirlilik ve aşırı avlanma olarak gösterilebilir.

Müsilajdan Önce
Kaynak: Ateş Evirgen
Caddebostan Musilaj

Müsilajın Etkileri

Denizlerimiz ekonomik, sosyal ve kültürel kaynaklarımızdır. Burada yaşanan sorunlar sadece deniz canlılarını değil hepimizin hayatını etkilemektedir.

Ekonomik olarak;

  • Yılda 40.000 geminin geçtiği Marmara Denizi’nde gemilerin denizden çekilen jeneratör soğutma suyu sistemlerinin müsilajla tıkanma riski müsilajlı suların filtreleri tıkayabilmesi ve bunun gemi seyri açısından risk ve ayrıca ek maliyet yaratmaktadır.
  • Canlıların yaşayacağı uygun ortam olmadığı için balıkçılık sektörü oldukça olumsuz etkilenmektedir.
  • Denize yakın ve soğutma suyu kullanan fabrika filtrelerinin müsilajlı su ile tıkanmış, üretim kısa süreli olarak durmuştur.
  • Balıkçılığın gördüğü tahribat dolayısıyla halkın gıda erişimi olumsuz etkilenmektedir.

Çevresel olarak;

  • Çözünmüş oksijenin azalmasına bağlı olarak canlılar ölmektedir.
  • Ölen canlılar (deniz bitkileri, balıklar, süngerler, mercanlar vb.) müsilaj oluşumunu artırmaktadır.
  • Var olan türler buradan göç etmekte, yerlerini istilacı ve jelimsi türlere bırakmaktadır.
    Bu durum mevcut biyoçeşitliliği ve buna bağlı olarak denizin dengesini bozmaktadır.
  • Denizler, havadaki karbonu emerek hayati ihtiyacımız olan oksijeni %52 oranında bize sağlar. Örneğin deniz çayırları ağaçlardan daha etkili bir karbon yutağıdır.
    Müsilaj, denizin atmosfer ile olan bağını sekteye uğratır. Böylece doğadaki karbon ve su döngüsü bozulmakta, işlevselliğini yitirmektedir.
    (Buraya bir karşılaştırmalı tasarım gelebilir.)
  • Hava sıcaklığı nedeniyle denizler ısınmakta, ısındıkça müsilaj oluşumu artmaktadır.
Caddebostan Musilaj Kaynak: Ateş Evirgen

Sosyal olarak;

  • Kıyıya yakın olan yerlerde yoğunlaşan müsilajın yayalara aeresoller ile taşınması, solunmasının uzun dönemli insan sağlığına etkileri bilinmemektedir.
  • Marmara Denizi suyunda ve canlılarının bünyelerinde bulunan çeşitli zararlı kimyasal ve organizmaların, özellikle toksik algler, kimyasal toksinler, ağır metaller ve mikro-plastiklerin, müsilaj yapısının bünyesinde yoğunlaşabildiği ve aynı yapının içinde yaşamak zorunda olan deniz canlılarının bünyelerine geçerek müsilaj öncesine kıyasla daha ciddi kronik etkilere yol açabileceği öngörülmektedir. Bu zararlı unsurların tek tek etkileri hakkında bilgi sahibi olunsa bile birlikte etkileri hakkında araştırmalar ve bilgiler oldukça sınırlıdır. Halk sağlığına etkileri tam olarak bilinmemektedir.
  • Deniz kirliliği ve müsilajın yarattığı kötü koku, görüntü vatandaşların kıyı bölgelerindeki yeşil alanları kullanmasını etkilemektedir. Yaz aylarında İstanbul’un uğrak yerlerinden olan Prens Adaları, insanların hafta sonu vakit geçirmeleri için tasarlanmış kıyı doldurma alanları bu sebeple tercih edilmemektedir.
  • Geçmişte insanların denize girdiği ve vakit geçirdiği bu deniz, şu an yüzmek isteyen vatandaşların özellikle sindirim sistemlerini etkileyen bakteri, mantarlara ev sahipliği yapmaktadır.
Musilaj

Kültürel olarak;

  • Türkiye’nin manevi sembollerinden olan boğazlar ve kıyı şeridi müsilajın yarattığı olumsuz görüntü ve kokudan doğrudan etkilenmektedir.
  • Bölgedeki kültürel miras göz önünde bulundurulduğunda denizlerimizin bu denli kirli olması yerli ve yabancı turistleri etkilemektedir.
  • Marmara Denizi boğazları ve Adaları ile tarihlere tanıklık etmiş bir bölgede yer almaktadır. Bu açıdan yaşamlarımızda bir semboldür. Yaşanan bu kirlilik kentliler ve gelecek nesiller için de olumsuz bir etki yaratmaktadır.